Göz beyinde olan görme merkezine kamera görevi gören bir organdır. Aralarındaki bağlantıyı görme siniri sağlamaktadır. Göz tansiyonunun yükselmesi halinde görme sinir üzerinde hücrelerde ezici ve tahrip eden bir etki meydana gelir. Sinir hücresi kaybıyla kişilerde göz tansiyonu oluşmaya başlar. Kendilerini yenilenme özelliği olmayan sinir hücreleri öldükçe kişide kısmi görme kaybı ve ilerlemesi halinde kalıcı körlük oluşmaya başlar. Erken dönemde tanı konulduğunda, bu görme kayıpları önlenebilir. Ancak genellikle sinsi ilerlediğinden, hastalar bunu fark edememektedir. Bu yüzden risk grubunda olan kişilerin düzenli olarak göz muayenesinden geçmesi gerekir. Bu muayenelerde kişilerin düzenli olarak göz tansiyonu ölçülmelidir. Yapılan göz tansiyonu ölçümü rutin göz muayenesinin bir parçası haline gelmelidir. Normal göz tansiyonu olarak kabul edilen 10-20 mmHg arasındaki değerler görme sinirinde hasar meydana getirmemiş olan değerlerdir. Ancak normal kabul edilen bu değerler bazen bu sınırların dışında olabilir. Kişiye göz tansiyonu teşhisinin koyulması için görme siniri üzerinde hasar oluşması gerekir.
Göz tansiyonu normal değeri ne kadardır?
Göz tansiyonunda aslında ortalama değerler bulunmaktadır. Normal olarak kişilerde göz tansiyonu değeri 17 mmHg olarak kabul edilir. Fakat göz tansiyonu değeri daima tanı ve tedavi için kesin sınırlar vermez. Göz tansiyonu 25’in üzerine çıkan kişilerde genellikle tedavi aşamasına geçilir. Eğer göz tansiyonu değerleri 18-24 mmHg arasında olursa, bu durumda hastada olan risk faktörleri ve meydana gelmiş olan sinir hücresi hasarına göre tedavi kararı alınır. Bu etkilerden başka sinir hücrelerinde fazla hasar oluşmuş, yani hastalarda geç dönemde tanı konulmuşsa, bu durumda göz tansiyonunu daha fazla düşürmek, 12-15 mmHg arasında tutmak amaçlanır. Ayrıca her göz tansiyonu hastasında kendine özel olan göz tansiyonu değerleri belirlenmelidir.
Göz tansiyonunu hangi sıklıkla ölçmek gerekir?
Bu rahatsızlıkta genetik yatkınlığı olan kişilerin 30 yaşından sonra her yıl bir defa göz tansiyonunu ölçtürmeleri gerekir. Ailesindeki kişilerde göz tansiyonu olmayan kişiler ise 40 yaşından sonra düzenli bir şekilde 2 yılda bir defa göz tansiyonunu ölçtürürse, erken teşhis için çok faydalı olur. Miyop olan kişilerde göz tansiyonu oluşma olasılığı 2 kat daha fazla olduğundan, bu kişilerin 20 yaşından sonra her yıl bir defa göz tansiyonunu ölçtürmesi gerekir. Miyop dereceleri hızlı bir şekilde yükselen çocuklarda bu konuda daha hassas davranılmalıdır. Çocukların bile göz tansiyonu ölçümü ihmal edilmemelidir. Bazı türlerinde glokom kişileri doğuştan itibaren etkisi altına alabiliyor.
Göz tansiyonu ölçümüyle göz tansiyonu teşhisi yapılabilir mi?
Kişinin sadece göz tansiyonunu ölçerek, glokom teşhisi koyup tedaviye karar vermek doğru değildir. Bu teşhiste önemli olan konu göz tansiyonunun görme sinirine zarar verdiği ya da vermediği dikkate alınmalıdır. Bu tespitin yapılabilmesi için, hastaya bilgisayarlı görme alanı muayenesinin yapılması, kornea kalınlığının ölçülmesi, OCT ile retina sinir lifinin kalınlığı ve optik sinir başı detaylı olarak incelenmelidir.
Göz tansiyonun 20’nin altında olması halinde glokom olmaz mı?
Göz tansiyonun 20’nin altında olması halinde de glokom meydana gelebilir. Bunun meydana gelmesi için bazı değerlendirmelerin yapılması gerekir. Bunlar;
- Hastanın kornea tabakasının ince olması yüzünden ölçüm yanıltıcı olabilir.
- Göz tansiyonu hastalarında gün içinde bile göz tansiyonunda büyük oynamalar meydana gelebilir. Bu süreçlerde büyük dalgalanmalar meydana gelmektedir. Bu nedenle ölçümün yanıltıcı olma olasılığı bulunmaktadır.
- Bu normal basınçta glokom olabilir. Görme sinirindeki hasarın nedeni artan göz içi basıncından ziyade, görme sinirini besleyen kılcal damarlardaki kan akımındaki yetersizliktir.