Göz tansiyonunun teşhis edilmesinden sonra, uygulanacak tedavide amaç göz tansiyonunun düşürülmesi, görme sinirindeki hasarın durdurulması ve görme kaybını ilerlemeden durdurmaktır. Bunu sağlamak için üç farklı yoldan faydalanılır. Bunlar hastanın durumuna uygun olarak tercih edilir.
Göz tansiyonunda ilaç tedavisi
Tedavide önce hastanın göz tansiyonunu düşürmek için, gözdeki sıvının üretimini azaltmak ya da gözden çıkışını arttırmak için bazı ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar belli aralıklarla her gün kullanılmalıdır. Ayrıca bu ilaçların yaşam boyu kullanılması gerekir. Uygulanan ilaç tedavisine rağmen, göz tansiyonu düşürülemez ve görme alanı daralırsa, hastaya cerrahi yolla müdahale gerekli hale gelir. Göz tansiyonunun ilaçla tedavisi açık açılı glokomda tercih edilmektedir. Bu ilaçlar göz damlası şeklinde uygulanır. Göz damlası önerilen dozda düzenli olarak kullanılmalıdır. Göz tansiyonunun ilerleyici özelliği yüzünden, damlaların değiştirilmesi ya da ek başka damlaların ilave edilmesi söz konusu olabilir. Bu değişiklikler göz basıncını kontrol altında tutmak ve görme alanını korumak için yapılır. Ayrıca hastalarda damlalar yüzünden yan etkiler olduğunda, yine değiştirilmesi gerekebilir.
Göz damlasının değiştirilmesini gerektiren durumlar nelerdir?
- Göz damlası göz içi basıncı yeterince kontrol altına alamazsa
- Göz damlalarında kötü medikal etkiler söz konusu olduysa
- Gözde alerjik etkiye ya da başka reaksiyonlara neden olursa
- Yaşam kalitesini etkileyecek kadar yan etkiler olması durumunda damlalar değiştirilmektedir.
Hastaların ilaçları kullanırken aynı saatte alması, yan etkiler konusunda hassas olması gerekir. Eğer başka hastalıklar için ilaçlar kullanıyorlarsa, bunlar hakkında doktora gereken bilgilendirmeyi yapmaları gerekir. Periyodik görme alanı muayeneleri ihmal edilmemelidir. İlaçla yapılan tedaviler sonrasında göz tansiyonu % 40 oranında düşebilir.
Göz tansiyonunda cerrahi tedavi
İlaçlarla hastaların göz tansiyonu kontrol altına alınamadığında, rahatsızlığın tedavisi cerrahi yolla yapılır. Göz tansiyonu ameliyatında gözün içindeki sıvının boşaltılması için bir kanal açılır. Uygulanan ameliyatlar içinde en fazla tercih edilen trabekülektomide, normal kanaldan gözün içinden gitmeyen sıvının boşaltılması için yeni bir kanal açılır. Ameliyat bölgesi gözdeki renkli ve beyaz bölümlerin birleşim yerinde ve üstte bulunur. Normalde üst göz kapağıyla örtülen kısım, dışarıdan bakıldığında fark edilmez. Göz kapağı elle tutularak gözle aşağıya doğru bakıldığında, gözdeki beyaz tabakada hafif kabarıklık fark edilebilir. Bu yeni açılan kanalın optimum genişlikte olması, başarılı bir ameliyatın geçtiğini anlatır. Eğer genişliğin fazla olması halinde göz tansiyonu düşer, kanalın genişliği küçük olursa göz tansiyonu istenen şekilde düşmez. Küçük açılan kanal ameliyattan sonra erken dönemde düşük göz tansiyonuna, gözde kanama olmasına ve görme yetisinde bulanıklığa sebep olacağından hastalar tarafından yakınmaya neden olacaktır. Uygulanan operasyon yarım saat kadar sürmekte ve hastalara lokal anestezi yapılmaktadır.
Göz tansiyonu ameliyatının etkisi nasıl olur?
Uygulanan ameliyatlarda amaç hastalarda erken süreçte göz tansiyonunu düşürmek, uzun süreçte ise açılmış olan kanalın tekrar kapanmasını önlemektir. Bu yüzden göz tansiyonunun düşmesini önleyebilmek için, içeriden sıvının kontrollü şekilde boşalmasının sağlanması gerekir. Bu sebeple açılan kanalın bir valf biçiminde olması gerekir. Göz tansiyonu yükseldiği zaman valfin açılması, göz tansiyonunun düşmesi sırasında valfin kapanması sağlanmalıdır. Ameliyatta dikişlerin tansiyonun durumuna göre alınması ve kanalın etkin hale getirilmesi gerekir. Kanalın sonradan kapanmasını önlemek için, kanser ilacı olan mitomisin uygun miktarda kullanılmalıdır. Kullanılan bu ilacın etkinliği kanalı tamir ederek kapatacak olan hücrelerin etkinliğini önlemek, dolayısıyla kanalın kapanmamasını sağlamaktır. Bu sayede açılmış olan kanalın uzun bir süre görevini yapması sağlanır. Bu ameliyatların yan etkisi son derece azdır. Sadece nadiren uzun dönemde enfeksiyon ve kanama riski olur. Ancak kanama olsa da, kendiliğinden düzelir. Bunlar başarılı bir ameliyat olarak kabul edilse de, görme yeteneğini eski hale döndüremez. Sinir hücreleri öldüğünde, yenilenmez. Ancak bu ameliyatla hasar görmeyen sinir hücreleri korunur. Ameliyattan sonra bazı hastalarda katarakt oluşma olasılığı bulunsa da, katarakt tedavi edilebilen bir sorundur. Bu yüzden göz tansiyonu mutlaka tedavi edilmeli ve görme kaybı yaşanmamalıdır.
Göz tansiyonunda lazer tedavisi
Göz tansiyonunu tedavi etmek için lazer ışını akut glokom krizi tedavisinde diğer gözünde glokom krizine girmemesi için uygulanır. Kronik glokom durumunda gözün içindeki sıvının dışarıya çıkışını kolaylaştırmak için dışa akım kanalına uygulanır. Lazer tedavisi gözün dışındaki renkli kısmın etrafındaki alana yapılarak, içteki göz suyunu salgılayan bölge tahrip edilmektedir. Bu sayede göz yaşı üretimi azaltılmaktadır.
Halk arasında en çok görülen rahatsızlıklardan birtaneside göz tansiyonudur.Hastalığın oluşumunda çok fazla etken vardır. Hafife kesinlikle alınmaması gerekir
62 yaşındayım ailemde göz tansiyon hastası yok.Işık kaymaları şikayetiyle doktora gittim.Ölçümde göz tansiyonum 22 çıktı.sabah-akşam damla kullanıyorum.Son ölçümde tansiyon 14 çıktı.Işık kaymalarının Glokomla bir ilgisi var mı ?Saygılarımla…